Aradan 34 yıl geçmiş..Ne ulaşım ne haberleşme ne kentleşme şimdiki gibi
değildi..sıcak yaz mevsiminde sabahtan akşama kadar fındık dallarından
asılmak, sepet doldurma yarışı yapmak öyle dile kolaydı. Şimdi onca yıl
aradan sonra yeniden Ramazan ayı fındık ayına denk geliverdi. Ben o 34 yıl
önceki Ramazan ayındaki fındık ayını ve fındık ayından anladığımı
anlatacağım, tabi hatırlayabildiğim kadarıyla..Bu yıl fındık geç oldu,iklim
değişiklikleri yüzünden her yıl Ağustos ayının ilk haftası başlanan fındık
toplanmasına bu yıl ancak üçüncü hafta, yani 15 gün gecikmeli olarak
başlanabildi.
Aslında Ramazan ayı, 32 yılda bir aynı zamana denk geliyor. Fındık ayı da
bir ay sürüyor. Şimdiki gibi ne fındık toplama makinaları icad olmuş, ne
patos denilen fındığı den eden makinalar var, ne fındığı yerden toplayan
aletler, tabi ne de ot biçme makinaları yok o zamanlar. Oruçlu olduğumuz bir
gün, bizim Keltemel diye adlandırdığımız fındıklıktayız. Dedem sağ o zaman,
nenem de sağ tabi. Evdeki yaşlılar, fındık ayında evde yemek pişirme ve ev
işlerini, diğer tayfanın tamamı, hani eli fındık tutanlarda çoluk çocuk hep
birden inilirdi fındıklığa..
Sabah ne kadar erken saatlerde abuskala (Fındıklık- iş yapılan yerin yöresel
adı, başlanmış bir iş alanı) inilirse o kadar fazla iş görüleceğinden, evde
belli bir disiplin içinde hareket edilirdi. Evin reisi dedem, ne derse işler
onun yönlendirmesi ile yürürdü. Fındığa başlanması için mutlaka Devlet’in
belirlediği fındık toplama tarihleri dikkate alınırdı ki, fındıkta randıman
(kalite) yüksek olsun. Erken toplanan fındıkta haşlanma, buruşukluk olacağı
için genel de erken toplanması, bu sorunu oluştururdu tabi. Ve fındığı olmuş
ve herkesten önce fındığını bitirmek isteyen bazı aileler vardı ki, gizli
gizli fındığa erken başlar, bunu herkesten gizlerlerdi. Öyle ya, devlet
erken fındık toplandığı ihbarını alırsa onun da bir cezası vardı.
Mesela bakın Özellikle son yılların en düşük fındık rekoltesinin
konuşulduğu bugünlerde, iklimsel değişikliklerden dolayı dallarda henüz
olgunlaşmamış fındık karşısında erken hasadın üreticileri zarara
uğratacağını söyleyen Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Turan Karadeniz, "Üretici hem maddi yönden zarara girecektir, hem de Türk
fındığının kalitesini istemese de düşürecektir. Dolayısıyla erken hasat
edilen fındık üreticinin zararına olacaktır, üreticilerimiz 15 Ağustos’tan
önce bahçeye girmemeli. Aceleyle ve erken toplanan fındıkta hem aflatoksin
meydana geliyor, hem de fındık tam anlamıyla iç dolduramadığı için ürünün
randımanı düşük oluyor" diye uyarıda bulunuluyor şimdiler de bile..
Öyle evlerde sabah kahvaltısı yapılmadan inilirdi fındıklığa, güneş
doğmadan.. herkes eline bir parça ekmek, biraz da Gurut (Suyu süzülmüş
ayranla çökelek, minzi karışımının kurutulmuş, yumurtadan büyük hali) alır,
onu fındık toplarken bir yandan yer ara sıra da tabi ona taze fındığı katık
ederdi. Güneş biraz yükselince, şöyle fındık çuvalları da birer
ikişer..................
haberin devamı için tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder