Karadeniz bölgesinde bu yıl , ülke genelinde olduğu gibi havalar sık sık
değişiyor, bir saat bir diğerini tutmuyor. Sahillerde sıcak ve nem, dağlarda
boran’a dönüşüyor.Sıcak, nemli hava ve dağlar, boran oluşumunu kolaylaştıran
bir ortam sağlıyor kısaca..Sabahleyin Güneş varken, öğlene doğru bulutlar
yoğunlaşıyor ve yaylalarda aniden bastıran dolu ve yağmura tanık
oluyorsunuz. Yıldırım korkusu dışında her şey gayet güzel oluyor. Küresel
ısınmanın yansımaları, Karadeniz yaylalarında da kendini hissettiriyor diye
düşünüyorum artık..
Geçen haftaydı, Sumela Manastırının olduğu Coşandere vadisinden yukarıya
doğru çıkıp, Acısu yaylasından inen yoldan geri döndük. Dilaver yaylası’na
varmıştık ki aniden kararan havanın ardından bir dolu, ardından bir gök
gürlemesi ve şimşekler derken bir boran ve yağmura yakalandık. Kısa sürdü
gerçi ama Camiboğazı’n da da aynı yağmur bir kez daha teklararladı. Bir iki
saat içinde 3 kez dolu ve yağmura yakalanınca, yıldırımdan korktum ne yalan
söyleyeyim, böyle bir durumda araca sığınmak yetmiyor ki. Kaçacak bir yer o
anda düşünemiyorsunuz bile.. Yomralıların yaylası ve yol güzergahındaki
yaylalardan henüz kar kürtükleri kalkmamıştı. Aşırı yağışlardan olacak,
yaylalarda bu yıl ot ve çayır, oldukça bol. Özellikle büyük ve küçükbaş
hayvanı olan yaylacılar için bu yıl, bereket yılı denebilir. Yapılan yağ,
peynir ve süt mamulü ürünler, şüphesiz o ailelere bir nefes aldıracak.
Yaylaların her biri, bir diğerinden güzel bu yıl ama havaların yağışlı
olmasından olacak pek bir kalabalık gözükmüyor. Bir çok tesis, henüz
kapısını açmamış bile..Haziran sonunda aslında yaylaların dolması gerekirdi
bu zamanlara kadar ama öyle değil..Haçkalı Baba’ya sisli bir günde denk
geldik. Kölemen tesislerindeki usta, “sis iyidir” dedi. Belli ki bu sis
bahanesiyle giden-gelen etkileniyor ve yaylalara pek çıkılmıyor, o söylemin
altından bunu çıkarıyorum. Başka zamanlarda mesela, Haçkalı Baba piknik
alanındaki masalarda yer bulmakta zorlanırsınız ama bu sefer rahatlıkla bir
masaya yerleştik. Tabiî ki mangal ve ardından közde bir demlik çayı içtikten
sonra Kayabaşı’na oradan da Lişer yaylasından Maçka’ya indik. Yer yer hava
açılınca çektiğimiz sisli yayla fotoğrafları karımız oldu. Aşırı yağışlar,
düzlenen yayla yollarını bozmuş gerçi ama yinede ..................
haberin devamını okumak için tıklayın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder