16 Eylül 2011 Cuma

Fındık Odununu zona, zonu da sepete çeviriyor


  Yol kenarında bir mavi tenta. Altında önde zon yapan bir baba, yan tarafında da oğlu var. Baba-oğul yan yana bir uğraş içindeler. O görüntü beni çoçukluğuma götürüyor. Çok küçükken bizim köyde “sepetçiler” olarak adlandırılmış bir mahalle vardı.orada ilk kez insanları, fındık odunlarını yonarken görmüştüm ve hayran kalmıştım. Ne yapmaya çalıştıklarını anlamak için izlemiş, izlemiş ama bir türlü onların ne yapmak istediklerine karar verememiştim. İki elleriyle tuttukları bir bıçak (Eğri bıçak), habire kendilerine doğru çekiyorlar ve fındık odununu yontuyorlardı. İşte o anları yeniden anımsadım.

 
Trabzon’da Rahmetli Karadenizli sanatçımız  Erkan Ocaklı’nın söylediği türküden hatırlayanlarınız olabilir, “Araklı’nın bir köyü pervanedir pervane, rastladım düğününe oldum deli divane” diye, işte bu türküye konu olan  Pervane köyünün hemen altında, eski adıyla Bifara, yeni adıyla Merkezköy’de  Araklı- Uğrak-Bayburt  Devlet karayolu’nun hemen kenarındalar.39 yaşındaki Recep Erbay ile 17 yaşında, lise öğrencisi oğlu İzzet Erbay’la birlikteler. Duruyorum yanlarında. Yoldan geçen araçlardan zaman zaman çalınan kornalarla verilen selamı alıyorlar, kimi zaman da yanlarında duranlara sepet satıyorlar. 

 
Günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş bir mesleği yapıyorlar. Sepetçilik..sepet ustası dedesi, sepetçi Gencanın Hasanmış, ondan babası Gencanın Yusuf’ta aynı mesleği yapmış, babasının vefatından sonra Recep bu işi öğrendiği kadarıyla yapmaya çalışıyor. Ailede ................haberin tamamı için 

Hiç yorum yok: