Yol kenarında bir mavi tenta. Altında önde zon yapan bir baba, yan tarafında
da oğlu var. Baba-oğul yan yana bir uğraş içindeler. O görüntü beni
çoçukluğuma götürüyor. Çok küçükken bizim köyde “sepetçiler” olarak
adlandırılmış bir mahalle vardı.orada ilk kez insanları, fındık odunlarını
yonarken görmüştüm ve hayran kalmıştım. Ne yapmaya çalıştıklarını anlamak
için izlemiş, izlemiş ama bir türlü onların ne yapmak istediklerine karar
verememiştim. İki elleriyle tuttukları bir bıçak (Eğri bıçak), habire
kendilerine doğru çekiyorlar ve fındık odununu yontuyorlardı. İşte o anları
yeniden anımsadım.
Trabzon’da Rahmetli Karadenizli sanatçımız Erkan Ocaklı’nın söylediği
türküden hatırlayanlarınız olabilir, “Araklı’nın bir köyü pervanedir
pervane, rastladım düğününe oldum deli divane” diye, işte bu türküye konu
olan Pervane köyünün hemen altında, eski adıyla Bifara, yeni adıyla
Merkezköy’de Araklı- Uğrak-Bayburt Devlet karayolu’nun hemen
kenarındalar.39 yaşındaki Recep Erbay ile 17 yaşında, lise öğrencisi oğlu
İzzet Erbay’la birlikteler. Duruyorum yanlarında. Yoldan geçen araçlardan
zaman zaman çalınan kornalarla verilen selamı alıyorlar, kimi zaman da
yanlarında duranlara sepet satıyorlar.
Günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş bir mesleği yapıyorlar. Sepetçilik..sepet
ustası dedesi, sepetçi Gencanın Hasanmış, ondan babası Gencanın Yusuf’ta
aynı mesleği yapmış, babasının vefatından sonra Recep bu işi öğrendiği
kadarıyla yapmaya çalışıyor. Ailede ................haberin
tamamı için
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder