Makinayı elimde görünce “bize alaaddinle bir resim çek da” dedi. Bunu içten
söylediğini anladım, Alaaddin eski tip sayılan Karadenizlilerdendi. Hani
bilmeyenleriniz vardır diye tekrarlayayım, sevdiğine “aşkım, bitanem, cicim,
gülüm” demek isteyen ama bunlardan hiç birini hiçbir zaman söyleyemeyen, baş
başa kaldıklarında bile söylemeye kalksa da beceremeyen ve belki “gülünç”
olmaktan kendini eşinden de sakınmaya çalışan erkek tipi. Bizim teyzeoğlu
Alaaddin..
“Tamam” dedim, söz verdim. Eşine aşık olan bir genç kadın, istiyor ki, nur
topu gibi evlatlarına kocasıyla çekilmiş bir fotoğraflarını bıraksın, ölümlü
dünya..Bir çok düğün ,dernek gezmiş olmalarına rağmen bir araya gelip te yan
yana bir fotoğraf çektirememişler. Aslında Karadenizli genç kadın bunu çok
istemiş olmasına rağmen Alaaddin’in günümüze göre o biraz eski sayılan
“huy”u veya alışkanlıkları yüzünden bir türlü gerçekleşmemişti. Aile
büyükleri de vardı içerde, onların yanın damı olmalıydı bu fotoğraf diye
düşündüm. Her şeyin açık olmasını, Allah’ın bildiğini kullarından gizlemenin
çok da anlamlı olmadığını düşündüm ve olduğu gibi olayı kendi seyrine
bıraktım. Ben sadece makinamı aldım ve onların yan yana düştüklerinde
fotoğraflarını çekmek istedim.
Seher ablanın ne olduğunu hala anlayamadığımız(!) Türk kahvesini bahane
edip, o kahve servislerinin yapılması sırasında Alaaddin’in annesinin önünde
eşiyle ilk kez fotoğraflarını çekecektim. Ama sadece Alaaddin’in annesi
Hatun teyze yoktu orda ablası seher ve de onun “hafız abi” dediği, benim de
dayım Ahmet Ali de oradaydı. O da teyze ziyaretine gelmişti. Ama fırsat bu
fırsattı. Kahvelerin(!) servisini yapıyordu genç kadın, birkaç kare çektim
ama bir yandan da eşine işaretler ediyor ve gönlünün istediği bir poz olsuna
çabaladığını gözlüyordum.olmadı. Onun istediği bir fotoğrafın çekilemediğini
anladım, kahveleri sunumundan.
Tam o sırada tabi koyu bir sohbette var ortamda. Yurtdışından yeni gelmiş
ve teyzesinin evlenmemiş kızı seher ablaya takılıyor Ahmet Ali dayım, “senin
nişanı ne zaman yapıyoruz. 62 yaşına geldin, ben hala bekliyorum o günü
görmeyi” diyor ama zaten sürekli takılırmış, teyzesinin kızına.
Televizyonlarda 80 yaşındaki insanların huzurevlerinde bile yuva kurma
gayretinden söz ediyor. Ama utangaç tavırla ve birazda sert çıkışıyla Seher
abla, dayısının oğluna “ee bana koca lazım değil, olanları da gördük. Bırak
bırak, iş ara............................haberin
tamamını okumak için