10 Haziran 2009 Çarşamba

Karadeniz de bir karı-kocanın fotoğraf öyküsü


  Makinayı elimde görünce “bize alaaddinle bir resim çek da” dedi. Bunu içten söylediğini anladım, Alaaddin eski tip sayılan Karadenizlilerdendi. Hani bilmeyenleriniz vardır diye tekrarlayayım, sevdiğine “aşkım, bitanem, cicim, gülüm” demek isteyen ama bunlardan hiç birini hiçbir zaman söyleyemeyen, baş başa kaldıklarında bile söylemeye kalksa da beceremeyen ve belki “gülünç” olmaktan  kendini eşinden de sakınmaya çalışan erkek tipi. Bizim teyzeoğlu Alaaddin..
 

 
“Tamam” dedim, söz verdim. Eşine aşık olan bir genç kadın, istiyor ki, nur topu gibi evlatlarına kocasıyla çekilmiş bir fotoğraflarını bıraksın, ölümlü dünya..Bir çok düğün ,dernek gezmiş olmalarına rağmen bir araya gelip te yan yana bir fotoğraf çektirememişler. Aslında Karadenizli genç kadın bunu çok istemiş olmasına rağmen Alaaddin’in  günümüze göre o biraz eski sayılan “huy”u veya alışkanlıkları yüzünden bir türlü gerçekleşmemişti. Aile büyükleri de vardı içerde, onların yanın damı olmalıydı bu fotoğraf diye düşündüm. Her şeyin açık olmasını, Allah’ın bildiğini kullarından gizlemenin çok da anlamlı olmadığını düşündüm ve olduğu gibi olayı kendi seyrine bıraktım. Ben sadece makinamı aldım ve onların yan yana düştüklerinde fotoğraflarını çekmek istedim.
 Seher ablanın ne olduğunu hala anlayamadığımız(!) Türk kahvesini bahane edip, o kahve servislerinin yapılması sırasında Alaaddin’in annesinin önünde eşiyle ilk kez fotoğraflarını çekecektim. Ama sadece Alaaddin’in annesi Hatun teyze yoktu orda ablası seher ve de onun “hafız abi” dediği, benim de dayım Ahmet Ali de oradaydı. O da teyze ziyaretine gelmişti. Ama fırsat bu fırsattı. Kahvelerin(!) servisini yapıyordu genç kadın,  birkaç kare çektim ama bir yandan da eşine işaretler ediyor ve gönlünün istediği bir poz olsuna çabaladığını gözlüyordum.olmadı. Onun istediği bir fotoğrafın çekilemediğini anladım, kahveleri sunumundan.
 Tam o sırada tabi koyu bir sohbette var ortamda. Yurtdışından yeni gelmiş ve teyzesinin evlenmemiş kızı seher ablaya takılıyor Ahmet Ali dayım, “senin nişanı ne zaman yapıyoruz. 62  yaşına geldin, ben hala bekliyorum o günü görmeyi” diyor ama zaten sürekli takılırmış, teyzesinin kızına. Televizyonlarda 80 yaşındaki insanların huzurevlerinde bile yuva kurma gayretinden söz ediyor. Ama utangaç tavırla ve birazda sert çıkışıyla Seher abla, dayısının oğluna “ee bana koca lazım değil, olanları da gördük. Bırak bırak, iş ara............................haberin tamamını okumak için